HASHUS1099
YAZILAR  
  Nablus Savaşı'nda Mustafa Kemal'e atılan iftiralar Hk.
  Bekir Sami Günsav ve Yüzbaşı Selahattin'in gözünden Irak Cephesi'nde Kazım Karabekir
  Bir Cumhuriyetçi, Neden Çatı Adayına Oy VERMEMELİ?
  Öğrenim Kredisi için Faiz Affından Yararlanacaklara...
  Falih Rıfkı - Eski Saat s330
  Ah şu yüzyılların şark zihniyeti... sen mi büyüksün, Galatasaray mı?
  Abdülhamit Dönemi Donanma - Hasan Rami Paşa
  Vahdettin'in Kurtuluş Savaşı'nın Destekçisi Olduğu Yalanı
  FATİH TERİM'E RAĞMEN GALATASARAY'IN İLERLEYİŞİ
  GALATASARAY, Şampiyonlar Ligi B Grubu'ndan Nasıl Çıkar?
  17 Ağustos Hakkındaki Yalanlar
  Deprem - Güneş Tutulması İlişkisi(zliği)
  Adnan Menderes, Über Demokrat!
  Star Trek Into Darkness: Hayal Kırıklığı ve Mutluluk
  Eve Dönüş, Sarıkamış 1915 Hayal Kırıklığı Yarattı
  Osmanlı Hanedanı Kovulmayabilir miydi?
  Cumhuriyet Bayramı'nda Atatürk'ün Askerliğini Sorgulayanlara Sardım
  -Harf Devrimi'nin Faydaları, İftiralara Cevaplar
  -Dany ve Riera'nın İyi Oynadığı Yalanı
  -EMEK HIRSIZLIĞI ARŞİVİ
  -Mehmet Akif ve vatanseverlik
  DEPREM BİLİNÇSİZLİĞİ
  ATATÜRK'E GÖRE ATATÜRK
  Tarihimizden Ders Alıcı Bir Yaprak
  Kurtuluş Savaşı
  Ziyaretçi defteri
  Sayaç
Star Trek Into Darkness: Hayal Kırıklığı ve Mutluluk
çıktığı gibi gittim söz verdiğim üzere. en ağır eleştiriyi, en çok sevenler yaparmış, acımadan girişeyim.
münferit bir film olarak çok iyi, star trek serisinin devamındaki bir film olarak REZALET.

--- spoiler ---

son ana kadar olası spoiler'lara bakmadım, benedict efendi khan mı olacak perdede görmeyi tercih ettim. ama filmin ortalarında khan olduğunu söyleyene kadar da emindim zaten khan olduğundan. 2. filmi ona bağlamaları büyük olasılıktı, khan ve tayfası illa ki uzayda keşfedilecekti ve bunu tekrar filme almadan da olmazdı.

öncelikle karakterlere verilen ağırlıklara sayıp sövmek istiyorum.
bones ne hakla bu kadar arka plana itilir? işte buna dayanamıyorum. ama adamlar gönlümüzü de alıyor arkadaş;

“dammit jim, i'm a doctor not a torpedo technician" (aklımda kaldığı kadarıyla)

ya arkadaş bu sözü duyunca insanın siniri de geçiyor. affetmedim ama gazımı da aldılar. bones çok geride kalıyor, yeterli bir şekilde yer bulamıyor. açıkçası yalnızca spock'a giydirmeleri ve arada kirk'e mızmızlanması dışında yeri yok seride artık, bu tam bir saçmalık. resmen uhura'nın arkasına ittiler adamı, halbukü efsane üçlümüz nasıl bozulur arkadaş yediremiyorum.

gelelim hikaru sulu ve pavel chekov konusu. yan karakterlere o kadar yüklenilmiş ki, bu güzide iki karakter ortada bile yoktu. chekov, şaşkınlığı dışında ortada yoktu, biraz da rus hayranlığından dem vurulsa daha iyi olurdu, sonuçta canlandıranlar değişse de karakterler aynı. yani şundan bahsediyorum,




sulu karakterine gelirsek, chekov kadar ağır karakteristik bir özelliği yok ki yeni karakterden beklentiye girelim! george takei olmasa bu kadar sivrilecek bir karakter de değildi bana kalırsa.

gelelim uhura'ya! yahu filmi illa aşk filmine mi dönüştürecekler? tamam uhura spock'a sırnaşırdı, ama tam bir hanımefendiydi, nichelle nichols ile zoe saldana arasında dağlar kadar fark var. şu ısrara devam etmeleri aşırı sinirimi bozuyor ve uhura'nın chekov, sulu ve bones'tan rol çalması sinir bozucu. karakteri, evinin hanımı olmak ile kariyer yapma arasına sıkışmış tripli bir kezban havasına sokmuşlar resmen.

alice eve, yaların! güzellik katıyorsun gemiye, canım benim.

spock meselesi. tip olarak bu filmde daha bir eski spock'a benzemiş zachary quinto, ama karakter öyle değil pek. yani uhura'nın hislerine bir şekilde yanıt vermiş olması bile başlı başına skandal. farklı kitleleri de perdeye çekmek için eksenini kaydırmayın lan filmin. yani spock dediğin karakteri sadece aşırı robotik bir hale sokmuşlar, olmuyor, yapmayın! eski spock'ın diyalogları çok daha sıcaktı. bu arada leonard nimoy'u filmde yine görmek çok mutlu etti beni.
şurada star trek tng'dan commander data karakteri olsa, spock'a daha çok benzeyecek benim gözümde.

scotty! simon pegg zaten en sevdiğim ilk 3 aktör arasında ve spaced ile başlayan film-dizi serüvenini (the cornetto trilogy, canımsın! ayrıca paul) takip ettiğim kadarıyla sağlam bir star trek hayranı o da. şu yeni tayfada rolünün hakkını onun kadar verebilen yok. ilk filmde böyle değildi, ama bu filmde sanki rahmetli james doohan mezardan çıkmış da oynuyor karakteri. simon pegg ellerinden öperim, şu seride senin canını yiyeyim be. gemisini her şeyden çok seven alıngan adam rolünü (zamanında klingonlar yıldız filosuna, kaptana, insanlara küfrettiğinde sükunetini koruyup, atılgan için "çöp kovası" dediği an kavga çıkaran güzel insan) çok iyi oynadı, ama o da yeteri kadar yer bulamadı malum sebeplerden, çok daha fazla görmek isterdim. scotch viskisi ile görmek güzeldi ama.

kirk, eh işte olabildiğince. kim william shatner kadar iyi oynayabilir ki bu rolü? kaptan olarak beğenmeyenler var, ama şahsına münhasır bir tip işte, bu şekliyle kabul etmek lazım. kirk'ü ne kadar iyi oynadıklarına gelirsek, belki doğumundan sonra kırılan zamana ve yaşadıklarına bağlayabileceğimiz bir şekilde artık kirk karakteri daha bir serseri gibi. hani bu bahaneyle bir şey demeyebiliriz, farklı bir çocukluk geçirmişt, acımasız olmayayım. ama artık fevrilik konusunda eskisiyle bırakın yarışmayı, ona 1000 basıyor. spock ile de çok çok aşırı didişiyorlar, artık bir stabiliteyi yakalasınlar yoksa iyice batırıyorlar dostluğu.

cpt. christopher pike, biz onu böyle tanıdık böyle sevdik, pilot bölümünden ve cage'den,


karakterin varlığı gereksiz uzamıştı zaten, ölmesi iyi oldu; başka türlü ölmesini isterdim ama bir klingonlu için onurlu ölüm olurdu bu, fena değil.


khan noonien singh... bu filmi sırf benedict cumberbatch oynuyor diye izleyenler kızabilir bence.

ricardo montalban, dizide space seed'de;


wrath of khan'da,


bir de benedict bey'e bakalım,


alaka? işte bir aktörün hayranlarını da perdeye çekmek için yapılmış bir oyun. benedict açıkça çok psikopat dursa da ricardo'nun ağırlığı, bir ekip lideri havası, etkileyiciliği yok onda. açıkçası film içinde eski spock'un khan hakkında söylediklerini izlerken aklım ricardo'ya gitti, o sahneleri yaşadım resmen tekrar. khan karakteri bana göre filmi yeterince taşıyamamış bir yere.

filme geldiğimizde, tribble ayrıntısı çok hoşuma gitti, hatta gördüğümde kahkaha da attım.


bones, ölü bir tribble'a khan'ın kanından enjekte ettiğinde enteresandır ki tribble ayaklanıyor, bak sen. biraz zorlama olmuş bu kısım, ilk başta pike'ı ayaklandırırlar diye düşündüm ama başka bir şey için gerekti. sonda kirk için kullanılacağına da adım gibi emindim.

kronos'a inen ekibe dikkat edin,

anlayan anladı, iyi göndermeydi yine.

bu arada, bones bir ara gorn (gorn: www.nerdsraging.com/wp-content/uploads/2013/04/gorn_051.jpg) doğurttuğundan mu bahsetti yoksa ben mi yanlış anladım. gözlüğün azizliği nedeniyle takip edemediğim yerler oldu, 1 ay içinde tekrar izleyebilirim galiba.

bu arada trouble with tribbles, khan'ın bulunmasından sonra çekilmiş bir bölümdü, filmde de tribble'ların çoktan sorun yaratmayacak şekilde incelenebiliyor oluşu da, ne kadar zamanda kırılma yaşanmış olsa da kronolojik olarak muhtemel olan bir sıralamayı devam ettirdiği için iyi düşünülmüş.

kirk'ün ölüm sahnesi biraz abartılı olmuş, utanmasalar tek eliyle bir klingon müfrezesini katlettirecekler! ben çok hoşlaşmadım o sahnelerle, spock'ın "khaaaaan" feryadı enteresan oldu fazladan. hatırlayalım...


ve gelelim başka bir enteresan kısma. 1967'de çekilen bölümde, khan karakteri için "90'ların ortalarındaki genetik savaşlarda, gen mühendislerince yaratılmış bir süper insan" tanımlaması yapılıyordu. 2013'te çekilen bir filmde bundan bahsetmeleri tabi olanak dışı. bu konuya hiç değinmediler doğal olarak, aklımda kaldı ama hep.

yahu gelelim benim için en can alıcı kısma, o klingonlar maskeleri niye takıyordu? rezil bir klingon temsili vardı, utandım.

bir de, yeni seride film, yıldız gemisi savaşlarının yanında daha çok bireysel kavgalara ve sağa-sola sallanan kameralar ile yaratılan gerilimlere boğulmuş. olmaz, olmuyor yapmayın bunu!

başka başka şeyler de vardı, hatırladıkça yazarım.
dayanamadım, üzerine tekrar tekrar basmak istiyorum. benedict cumberbacht, khan karakteri için bir kara leke olmuştur, hiç olmadı hiç hiç hiç! hatırladıkça çıldırıyorum, olmamış işte, çekerken hiç mi farketmediniz? rezaletin ötesi bir taklit, çin malı khan itelemişsiniz resmen. ooof of diyor, şakağıma sıkıyorum 3 kurşun!!!
--- spoiler ---

film bana kalırsa bir öncekinden kötüydü, ama star trek işte can feda. beklediğime her türlü değdi, daha iyisini bekliyorum ama o yapımcıların kulaklarını çekerim.
filmi, karakterlerin orijinallerini dikkate almadan izlerseniz belki kusursuz bile bulabilirsiniz, ama sorunlar genelde geçmişe olan aşırı saygımızdan doğuyor.
şimdi star trek IV voyage home izleyelim bari, en sevdiğim film, biraz doymak lazım.

 
  Mustafa Kemal Fahrettin Altay Fevzi Çakmak  
 
   
Bugün 4 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol