HASHUS1099
YAZILAR  
  Nablus Savaşı'nda Mustafa Kemal'e atılan iftiralar Hk.
  Bekir Sami Günsav ve Yüzbaşı Selahattin'in gözünden Irak Cephesi'nde Kazım Karabekir
  Bir Cumhuriyetçi, Neden Çatı Adayına Oy VERMEMELİ?
  Öğrenim Kredisi için Faiz Affından Yararlanacaklara...
  Falih Rıfkı - Eski Saat s330
  Ah şu yüzyılların şark zihniyeti... sen mi büyüksün, Galatasaray mı?
  Abdülhamit Dönemi Donanma - Hasan Rami Paşa
  Vahdettin'in Kurtuluş Savaşı'nın Destekçisi Olduğu Yalanı
  FATİH TERİM'E RAĞMEN GALATASARAY'IN İLERLEYİŞİ
  GALATASARAY, Şampiyonlar Ligi B Grubu'ndan Nasıl Çıkar?
  17 Ağustos Hakkındaki Yalanlar
  Deprem - Güneş Tutulması İlişkisi(zliği)
  Adnan Menderes, Über Demokrat!
  Star Trek Into Darkness: Hayal Kırıklığı ve Mutluluk
  Eve Dönüş, Sarıkamış 1915 Hayal Kırıklığı Yarattı
  Osmanlı Hanedanı Kovulmayabilir miydi?
  Cumhuriyet Bayramı'nda Atatürk'ün Askerliğini Sorgulayanlara Sardım
  -Harf Devrimi'nin Faydaları, İftiralara Cevaplar
  -Dany ve Riera'nın İyi Oynadığı Yalanı
  -EMEK HIRSIZLIĞI ARŞİVİ
  -Mehmet Akif ve vatanseverlik
  DEPREM BİLİNÇSİZLİĞİ
  ATATÜRK'E GÖRE ATATÜRK
  Tarihimizden Ders Alıcı Bir Yaprak
  Kurtuluş Savaşı
  Ziyaretçi defteri
  Sayaç
-EMEK HIRSIZLIĞI ARŞİVİ
donanımhaber forumunda sansürlendiği için burada garanti altına almak gerek bu arşivi.



yaklaşık 1 saatlik bir derleme ile konuyu tamamlamayı planlıyorum.

emek hırsızlığı diyorduk. meşhur 8-0 ankaragücü muhabbetini temel alıyorlar, ona da geleceğiz. averaj muhabbetiydi, oraya gelelim.


varan 1

sezon, 1985-1986. 19 takımlı ligde 32. hafta sonucundaki puan durumuna geliyoruz.



bu nasıl oluyor? 6 haftada 6 averaj alan bir galatasaray'ın yanında, 16 averaj alan bir beşiktaş var. bugün çıkıp da "şerefli ikinciyiz" diye demagoji yapmadık hiçbir zaman. böyle konularda ajitasyon yapan bir kulüp değiliz genel olarak. daha sonraki konulara gelince de anlayacaksınız.

galatasaray evinde trabzonspor ile berabere kalırken, beşiktaş da gençlerbilriği'ni "1-0 geriden 2 penaltı golü" ile yeniyor. penaltılar ve hakem ile ilgili yorumları milliyet arşivinden okuyabilirsiniz.


sonraki hafta, galatasaray zonguldak deplasmanında berabere, beşiktaş evinde 5 atıyor.


34. hafta, beşiktaş-galatasaray karşılaşması. cumhurbaşkanı'nın eşi sayın semra özal, taraftarlığına yakışır bir harekette bulunuyor, maç 1-1.


35. hafta, şerefli 2.'liklerin takımı beşiktaş, farklı galibiyetlere dolu dizgin devam ediyor.


36. hafta, galatasaray 3, beşiktaş 2 averaj alıyor. hayret, beşiktaş 1414123 gol atamamış bu sefer.

37. hafta, eveet, galatasaray yine 1-0 kazanıyor. beşiktaş? maşallahı var, 6-0 kazanıyor karşılaşmayı. koydular çoğcuğu değil mi?


son hafta zaten iki takım da 1-0 galip geliyor. sonuç,
galatasaray namağlup ilerliyor. belki de bir daha yaşanmayacak şekilde namağlup bir şekilde şereflice 2. oluyor.


evet devam ediyoruz.

varan 2

gelelim 86-87 sezonunda şampiyonluk çaldığımız yalanına. beşiktaş ile 3 maç oynuyoruz o sezon, 2'sini tüm engellemelere rağmen kazanıyoruz, 1 tanesi ise ibretlik zaten.
oraya geleceğim, ancak bahsedilen bir malatya maçı var. o gün "oynadığı", yatmadığı için kızdıkları malatyalılardan kendi takımlarına transfer yapmayı biliyorlar, sonra taşlıyorlar adamları. bu iddiaları geçeceksiniz. hadi o maçı alamadınız diye bizi suçluyorsunuz, sonraki hafta evinizde denizli'ye puan kaybediyorsunuz. ondan da biz mi sorumluyuz? o puan kaybı olmasa şampiyon olamıyoruz. ondan da biz mi sorumluyuz, insaf...

orayı geçin, beşiktaş'ı deplasmanda da yeniyoruz son haftalara yaklaşırken. ilk yarıdaki galatasaray-beşiktaş maçı ise 2-2 bitiyor. şu maçı izleyip de "şampiyonluğumuz çalındı" diyecek insan varsa kendilerini belirtsinler de gülelim biz de.



05:55, ali kırmızı görüyor, görmesi gereken de bu zaten. ama eyyamcı hakem hiç yeri yokken prekazi'yi de yolluyor.
10:08, bariz penaltı veriliyor, sarı kart dahi yok. ulvi paşa torunu galiba, ona kart yok. kırmızı verilmeliyken.
11:10, yine ulvi. savunma arkasına atılan topta karşı karşıya kalacağız, topu elle tutuyor. halı sahalarda görmeye alıştığımız hareketler bunlar. kart yok!

işte bu takım güya 87'de şampiyonluğu haketmiş. geçiniz.


varan 3

sezon 92-93. ağızlarda sakız olmuş bir ankaragücü 8-0'lık maç var.
ankaragücü, fener'den 4, karşıyaka'dan 5, beşiktaş'tan 6 yiyor. bizden 8 yiyorlar, olaylar olaylar. iki maçta biz 11, beşiktaş 12 averaj alıyor ankaragücü'nden. ankaragücü maçlarını çıkartın fikstürden, 7 averajla yine öndeyiz. ama beşiktaş fark atacak, biz atamayacağız. 86'dan alışkın onlar, bizim mazlum kalmamıza.

o sezon 6 maç yapıyoruz beşiktaşla, 4 galibiyet 2 beraberlik. bir önceki sezonu namağlup bitiren beşiktaş'ı da ilk yenen takım galatasaray oluyor deplasmanda. bariz üstünlüğümüz yine var. zaten o kadro 1 sezon sonra şampiyonlar ligi'ne manchester'ı dize getirerek kalıyor. beşiktaş o lige kalmayı başaramamıştı ama.

neyse, son hafta 1-0 bile kazansak şampiyonduk. bu ortada ama bir şey anlatacağım.
gelmişiz 20'li yaşlara, üniversite'de sınıfta 30 kadar beşiktaşlı ve fenerlinin birleşip "8-0 kazanmasaydınız şampiyon olamıyordunuz" diyerek üzerime geldiklerini bilirim. işte olayların aslını astarını bilmeden, kulaktan dolma yalanlarla üzerimize geliyor iki takım. peki iki takımın yakınlaşması nereden geliyor? orayı da anlatacağım sabredin az.


varan 4

yıl 1951. "şikeyi ülkeye galatasaray getirdi" diyen yalan ustalarına da cevap verelim bari.

şampiyonluk yarışında beşiktaş önde, galatasaray arkadan geliyor. galatasaray şampiyonluk için fenerbahçe'nin beşiktaş'ı yenmesini bekliyor.
fenerbahçe ne yapıyor? kazanabilmenin en ufak ihtimalini bile ortadan kaldırıyor. nasıl mı? sahaya 2 adet lisanssız futbolcu sürerek. hükmen yeniliyorlar. işte resmi şike!




daha fazlası için,
http://www.itusozluk.com/goster.php/8+nisan+1951+be%FEikta%FE+fenerbah%E7e+ma%E7%FD
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=8+nisan+1951+be%C5%9Fikta%C5%9F+fenerbah%C3%A7e+ma%C3%A7%C4%B1


varan 5

1951'de yapılan danışıklı dövüş münferit bir olay değil. 1943'teki şikenin karşılığı olarak yapılmış besbelli.
galatasaray yine yarışta, bu sefer fenerbahçe'yi kovalıyor. beşiktaş ile oynayan fenerbahçe kazanmak zorunda.

1951'deki olay sonrasında, 8 yıl öncesini anlatan galip sayar'dan dinleyelim devamını:

"sekiz sene kadar oluyor. 23 mayıs 1943 pazar günü şeref stadında o yılın milli küme karşılaşmalarından sonuncusu beşiktaşla fenerbahçe arasında oynanıyordu. eğer maçı beşiktaş kazanır veya berabere kalırsa galatasaray, yenilirse fenerbahçe şampiyon olacaktı.

herkes galatasaray aleyhinde iki rakibin anlaştığını iddia ediyordu. nitekim beşiktaşlılar sahaya acayip bir takımla çıkınca dalavere bütün çıplaklığıyla kendini gösterdi. amma beşiktaşlılar efendice (!!) hareket edip,
fenerbahçelilerini geçen hafta yaptıkları gibi hükmen mağlubiyeti evvelden kabul etmeyerek kozlarını sahada pay etmek istediler. bu karşılaşmadan evvel fenerbahçe ile yaptıkları üç maçı da kazanan beşiktaşlılar ne olursa olsun, galatasaray şampiyon olmasın diye çıkardıkları şu garip takıma bakın aziz okuyucularım:
celadet- saim, ibrahim-hüseyin – ömer - ali- sabri - hakkı –kemal – cahit - şükrü

ilşte bu acayip son müdafaa kendi kalelerine gol yapılması için rakiplerini teşvik ederken, hücum hattında bütün canlarını dişlerine takarak gol yapmaya çalışan üç siyah-beyazlı futbolcunun emeklerini diğer bir beşiktaşlı forvet fenerbahçe müdafaa olmaktadırlar. bilhassa hafbek hattı sile birlikte boşa çıkarıyorlardı. nitekim iki perdelik bu komedya malum netice ile fenerbahçenin beşiktaşa eşşiz ! galibiyeti ile 4-1 nihayet buldu. ertesi gün bu maçı cumhuriyet gazetesine tanınmış bir spor muharriri eşref şefik şu başlıkla yazmıştı. “şerefsiz beşiktaş takımı dün fenerbahçeye 4-1 yenildi

işte tarih tekerrürden ibarettir derler. çok doğru bir söz. tam sekiz sene sonra fenerbahçeliler, beşiktaşlılara olan şampiyonluk borçlarını ödediler. hem de ne şekilde. faiziyle birlikte. evvela hükmen mağlup oldular. yani beşiktaş-fenerbahçe karşılaşmalarının 90.ıcısı olan maçı hükmen yani 3-0. 91.incisi olan hususi maçını da 3-1 kaybederek.
herhalde fenerbahçenin kıymetli idarecileri alacaklı olan beşiktaşlılara borçlarını faiziyle ödemekten ziyadesiyle memnun ve mesrurdurlar. bereket versin biz galatasaraylıların buna benzer ne bir borcumuz ve ne de bir alacağımız var. yalnız geçen sene mukabilini beklemeden yaptığımız bir iyilik var, görüyoruz ki rakiplerimiz bu yerinde ve o zaman herkes tarafından takdir edilmiş jestimizi kötülemek istiyorlar. şunu hemen ilave edelim ki galatasaraylılar hiçbir zaman peşin pazarlıkla mağlubiyeti kabul etmez. galatasaraylılık herkese nasi olmayan bir haslettir. onu ondan olmayanlar katiyen anlayamazlar. bu günlük bu kadar yeter.




çerezler

2001 senesi hakkında cafer ve ersun yanal'ın söyledikleri, 2002-2003 sezonunda alaattin çakıcı ile giden şampiyonluk.

bir de 3-0'dan 4-3'lük fenerbahçe maçımız var. derbilerde genelde bu oluyor, bir tahrik ve eksik kalırız. en son engin olayında da böyle oldu. hep kırmızı görüyoruz. işte bu, öteden beri değişmedi. 3-0 önde götürdüğümüz maçı 4-3 verdik. ama o maçı niye verdik diye kimse sormuyor.

taygun'un prekazi'ye attığı dirseğe "oyna" diyen sadık deda'ya sinirlenir prekazi, o da bir tane taygun'a patlatır dirsek. ama oldu mu? galatasaraylılara dirsek serbest değil ki! sen fenerli misin ki dirsek atıyorsun? kırmızı gelir. ondan sonra da maçı çevirmişler. tabi...

böyle şeyler hep saklı kalır. galatasaray'ın hakları savunulmaz. çünkü kendi haklarımızı korumayı bilmiyoruz. rakip takımlar bunu iyi yapıyor, zeytinyağı gibiler mübarek. ama sorsan, bugün galatasaray şike yapmış ve onlar tertemiz. işte yalan, işte dolan!


1 saatte derlerim dedim, 2 saat olmuş. buyrun renkdaşlar, bu bilgileri aklınıza kazıyın, daha fazlası da var emin olun.

not: bu derlemeyi mümkün olduğunca herkese ulaştırmaya ant içtim.

hashus1099
 
  Mustafa Kemal Fahrettin Altay Fevzi Çakmak  
 
   
Bugün 1 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol